Sayfalar

25 Şubat 2019 Pazartesi

CEMİL MERİÇ: BİR DÜNYANIN EŞİĞİNDE

Cemil Meriç, değeri sonradan anlaşılan değerli bir birikimimiz, aydınımız. Fildişi kulenin muhteşem bir abidesidir. O nasıl bir kuledir ki içerisinde yepyeni bir dünya vardır. Bu dünya yeni olmasına yenidir lâkin en eskideki yenidir: Hint… Çağlayanlar gibi boşanan eski fakat canlı bir ırmaktır!
Üstad Meriç, Hint dünyasına elli yılını harcamıştır. Elli yıl boyunca bu ummanda yüzmüştür. Adeta Hint çağlayanını coğrafyamıza akıtarak Üstadın görmeyen gözlerine nur olmuştur. Maddi âlemdekilerden bir tutam verirken manevi âlemden kantar kantar almıştır.
Cemil Meriç Hint Dünyasıyla aydınlanmış ve bizleri de aydınlatmıştır. Ve bu dünyaya ait izleri ve izlenimlerini bizlerle paylaştığı eseri: Bir Dünyanın Eşiğinde…
Anlatılan dünya eski zaman hikâyeleridir. Ve sanki anlatılan dünyada yaşıyormuşçasına kalem şakırtıları eşliğinde Hint’in eşiğine varıyorsunuz. Eşikte bekleyen biz okurları sayfaları çevirdikçe Hint’in tarihi, düşüncesi, edebiyatı, inançları; hülâsa Hint’in insanını karşımıza çıkarır. Hint tam anlamıyla bir hoşgörü ve esenlik diyarı… Putperest dinlerden İslâm nizamına kadar her inanç yaşamını sürdürebilmektedir. Hint öylesine sıcak ki, bu sıcaklığı dostluğundan gelir.
Hint’in ufuk açıcı bahtiyarlığı bizim diyarlarda yankılanmazken, bizden çok daha uzak Batı medeniyeti Hint Kültürü ile iki yüz yıl önce tanışmıştır (Sultan Mahmut ve oğlu Sultan Mesut’u Hint’in kültür dünyasını tanımak noktasında sayabilir miyiz?) Hint’in yüce eserleri Upanişatlar, Vedalar ve diğer hazineleri Batı dillerine çevrilir. Batı’nın metalaşmaya yüz tutmuş insanları maneviyat dolu bu hazineleri zevkle okur. Batı’nın aklına Doğu’nun ruhu girer. Daha yeni başlamıştır Hint dünyasının akisleri… Binbir Gece Masalları hızla girer Batı Dünyasına. Ruhunu kilise de bırakan Batı’ya Hint girmiştir ruh yerine. Tezatların birlikteliğidir bu! Hint eserleriyle Batı’yı sarsar. Fakat bu güzel abidenin bozuluşu yakındır. İngilizler Hint’i ele geçirmiş ve materyalist aklıyla her yanını sömürmektedir. Hint benliğinden sapmaya başlamıştır. Peki bu kadar kök salmış Hint Kültürü’nü nasıl sarstı İngilizler?
Hint, Himalaya’nın yorgun ovası. Buruk çehreli Hint. Sen ne Olimpos’a benzedin, ne de Hira’ya… Başkaydın! Hira olamadın, olamazdın; ama nasıl oldu da Olimpos’a benzemeye başladın? Fransa’nın ünlü komutan ve lideri Napolyon Bonepart  “Dilin girdiği yerde silah patlatmaya gerek yoktur.” der. Hint’te dilini kaybetmiş olmalı! İngiliz sömürgesi olmasıyla birlikte, her ne kadar Hint’in eserlerini okumuşta olsalar İngiliz materyalist aklı galip gelmiş, Hint’in ana dili Sanskritçe kaldırılmış, İngilizce tüm ülkede resmi dil olarak ilan edilmiştir. Ülkede Hintçe ve İngilizce şuan resmi dillerdir. Ayrıca yirmi bir yerel dil de resmi dil olarak kabul edilmektedir. Koskoca bir kültüre veda zamanıdır bu! Artık Hint insanının özü bozulmuştur. Eskide kalanlar ile yetinilecektir. Hint Batılılaşmıştır!
Bizler ise (sahi biz kimleriz?) Hint’i hala tanımamaktayız! Cemil Meriç dahi Hint’i Batı’dan almıştır. Batı’daki Hint’dir ondaki de! Hele birde özünden görseydi Üstad?
Bizler (biz, biz, biz; bu sözle kastedilen kimdir acep?) Hint’i Batı’dan önce tanımışız, fakat bizdeki cevher öyle büyük idi ki, Hira yetti de arttı bile! Taştı… Ayrıca bizler Hint’i Batı gibi tanıyamayız. Bizdeki öz bambaşkadır. Hint’i anlayabilmek, Hira’nın çocukları olabilmek duasıyla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder